Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler

Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliğinde Yapılan Değişiklikler

8 Ağustos 2022 Kapalı Yazar: tuder

     Devre mülk ve devre tatil sistemi siz tüketicilerin malumu olduğu üzere içinde sağlık, eğlence, dinlenme vb. tatil hizmetlerinin alımını kapsayan bir sistemdir ve   bu sistem içerisinde siz tüketicilerin bilgilendirilme, temsil edilme ve tazmin edilme gibi haklarının korunması 6502 sayılı TKHK ve ona bağlı DEVRE TATİL ve UZUN SÜRELİ TATİL HİZMETİ SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ’nde yer alan düzenlemelerle sağlanmaktadır. Yukarıda bahsi geçen kanun ve ona bağlı yönetmelikte ise devre mülk ve devre tatil sözleşmelerinin tarafı sıfatında olan siz  tüketicilerin sıklıkla yaşamış olduğu sorunlar ve bu sorunlar karşısında biz tüketici örgütlerinin gayretleri neticesinde Ticaret Bakanlığı devre tatil sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin yükümlülüklerinin ve bu sektörde hizmet satın alan tüketicilerin haklarının kapsamını 31907 sayılı DEVRE TATİL ve UZUN SÜRELİ TATİL HİZMETİ SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ’nde DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİKLE  genişletti ve bu yönetmelik 29.07.2022 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.  Yapılan değişikliklerin neler olduğuna ve ayrıntılarına değinmeden evvel değişikliklerin tüketicilerin mağduriyetlerinin tamamını giderecek ölçüde olmadığı bu hususta çok daha kapsamlı düzenlemelere gidilmesi gerektiğini belirtmekte fayda görmekle birlikte, hali hazırda yapılan değişikliklerin tüketicilerin mağduriyetlerine tabiri caiz ise   bir nebze de olsa can suyu olduğunu söylemek isteriz. Öyle ise bahsi geçen yönetmelikte siz tüketiciler lehine ne gibi değişiklikler olmuş gelin ayrıntıları ile inceleyelim;

İlgili yönetmelikte yapılan en önemli değişiklik devre mülk hakkı da veren sözleşmeler de dahil olmak üzere artık satıcı/sağlayıcı firmaların tüketicilere ön ödemeli devre tatil sözleşmesi kuramayacak olmasıdır. Malumunuz değişiklikten önce tüketicilerle satıcı/sağlayıcı firmalar arasında henüz sözleşmeye konu devre tatil ünitesi tamamlanmadan, hizmete geçmeden ön ödemeli olarak devre tatil ve devre mülk sözleşmeleri akdedilebiliyordu. Tüketici sözleşmede kararlaştırılan bedeli satıcı/sağlayıcı firmaya ödemiş olsa bile genellikle sözleşmede kendisine taahhüt edilen dairenin inşaatı tamamlanamamakta, tüketicinin devre mülk irtifakının tapuya tescili ve tatil hakkı çeşitli bahanelerle geciktirilmekte idi. Hal böyle iken de devre mülk /devre tatil satıcıları cesaretlenmekte ve sistem sürekli tüketici üzerinden haksız kazanç elde etmeye yönelmekte idi. İşte bu yeni değişiklik kapsamında artık ön ödemeli usulle devre mülk/devre tatil satışı yasaklanarak bu tür satışlara ilişkin hükümler yürürlükten kaldırıldı. Ez cümle artık tüketicilere sadece tamamen bitmiş ve işletilmeye hazır olan tesislerin satışı yapılabilecek.

     Bir diğer önemli değişiklik ise; devre tatil satışı gerçekleştirecek satıcıların devre tatile konu mal üzerinde ayni hak sahibi (mülkiyet hakkı irtifak hakkı vb.) olmaları zorunluluğu ve Kooperatif veya ticaret şirketi ortaklığı ya da dernek veya vakıf üyeliği suretiyle devre tatil hakkı tanınamayacağıdır. Yani bu düzenleme ile artık tüketiciler paravan şirketler kurularak ve bu şirketler üzerinden satışlar yapılarak mağdur edilemeyecek tabiri caiz ise DOLANDIRILAMAYACAK.

Bir diğer önemli değişiklik ise; devre tatil sözleşmelerinin 10 yıldan fazla süre için kurulamayacağıdır. Malumunuz söz konusu değişiklikten önce şahsi hakka konu devre tatil sözleşmeleri süre sınırı olmaksızın kurulabiliyordu. Yani tüketiciler, 50 yıla hatta 100 yıla kadar varan devre tatil hizmeti satın alabiliyordu. Bu durum ilk etapta dar gelirli tüketiciler için ucuz tatil imkânı sağlıyor gibi gözükse de zamanla sistem içerisinde “kazın ayağının aslında öyle olmadığı “anlaşıldı. Zamanla tesislerin eskimesi, eskiyen tesislerin yenilenmemesi nedeniyle zamanla hizmetlerin beklenilen nitelikte sunulamaması ve buna rağmen alınan aidatlar nedeniyle zamanla tüketiciler sistemden çıkmak isteseler de sözleşmelerin bağlayıcı hal alması tüketicilerin mağduriyetlerine neden olmaya başlamıştı.  İşte bu değişiklik ile şahsi hakka konu devre tatil sözleşmelerinde artık 10 yıllık süre sınırlaması getirildi.

Değişiklik kapsamında ilgili yönetmeliğe 17. maddeden sonra gelmek üzere “Devre tatil hakkının kullanılmaması” başlıklı “Tüketici, şahsi hak sağlayan devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan tatil hakkını belirli bir dönem için kullanmayacağını tatilin başlayacağı tarihten en az doksan gün önce sağlayıcıya yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bildirirse, o dönem için tüketiciden yıllık gider payı, aidat, katılım bedeli, genel idari masraf ve benzeri herhangi bir isim altında bir bedel talep edilemez.” şeklinde hüküm eklenmiştir. Malumunuz bir devre tatil hakkı olan tüketiciler bulundukları dönem içerisindeki tatil haklarını insani (hastalık, cenaze, yol masrafları gibi ekonomik vb.) gerekçelerle kullanmak istemeyebiliyordu. Fakat tatil hakkını çeşitli gerekçelerle kullanamamış olsa da o dönem için tüketiciden yıllık aidat, gider payı vb. masraflar tüketiciden talep ediliyor, ödenmez ise de tüketici icra tehdidine maruz bırakılıyordu. Artık bu eklenen yeni hükümle tüketici en az 90 gün öncesinden yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile tatil hakkını kullanmak istemediğini sağlayıcı firmaya bildirmesi şartıyla kendisinden herhangi bir isim altında o dönem için bedel istenemeyecek.

Tüm bunların dışında bir diğer önemli değişiklik ise cayma süresi (Sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren 14 gün) içerisinde tüketiciden ödeme ve borçlandırıcı belge alma yasağı devre mülk sözleşmelerini de kapsayacak biçimde değiştirilmesidir. Yasağın ihlali durumunda ise tüketicilerin yapmış oldukları ödemeler iade edilecek ve tüketiciyi senet vb. borç altına sokan her türlü belge tüketici yönünden geçersiz olacaktır.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz değişiklikleri takdir etmekle birlikte son olarak tüketicilerin devre tatil/devre mülk sistemindeki sıkıntılarının yapılan değişiklik kapsamındaki alanlarla sınırlı olmadığını çok daha fazla olduğunu, hali hazırda kanunda ve yönetmelikte halen boşluklar bulunduğunu tüm bu nedenlerle öncelikle yargısal birlik, yargı kararlarının meşruluğunun içselleşmesi ve yargı kararlarının çelişkiden azade olması amacı ile ilgili kanun ve yönetmeliklerde yer alan konuya ilişkin  diğer boşlukların biran evvel giderilmesi  ve termal tesisler üzerinde devletin acilen etkin bir denetim mekanizması oluşturması gerektiğini  belirtmek isteriz.

 

Kaynak: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/07/20220729-3.htm

 

                                                                                            TÜDER (Tüketiciler Derneği)

                                                                                               Yönetim Kurulu Üyesi

                                                                                        Av. Zekiye Ilgaz ÖZDARENDELİ

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]