“BELEDİYELERE YÖNELİK İHALE YOLSUZLUK İDDİALARI”

Gündemdeki, belediyelere yönelik ihale yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak, siyasetin bir gereği olarak, genel başkanlar başta olmak üzere, partilililer kendi parti mensubu belediye başkanlarına sahip çıkıyor veya çıkmak zorunda kalıyorlar. Bunu, siyasi partiler açısından doğal karşılamak gerekiyor.

Bazen de halk arasında herkesin konuştuğu, adeta ayyukaya çıkmış yolsuzluk iddialarına yönelik adli ve idari operasyonlar başlayınca, yine siyasetin bir gereği olarak bağırmaya çağırmaya, tepki göstermeye başlıyoruz. Olay, siyasi hesaplaşmalara çekiliyor, hukuksuzluklar, partizanlıklar ileri sürülüyor. Hatta, senin belediyende de yapılıyor iddiası gündeme getiriliyor.

Bir Belediye Başkanı, mevcut yasal düzenlemeler gereğince, bir belediyenin tüm birimlerinin HARCAMA YETKİLİSİ, yani o satın almaların, kiralamaların yasal sorumlusu değildir.

Ancak, bir söz vardır ya “Kuş uçsa haberi olur” diye,  işte bu sözdeki gibi bir Belediye Başkanının, belediyedeki satın almalar ve kiralamalar başta olmak üzere, birçok işlemden haberi ve onayı olur.

Belediye Başkanları dahil olmak üzere, merkezi ve yerel yöneticilerin kamu kaynaklarını, yani halkın varlıklarını yönettiği gerçeğiyle, bu kaynakların kamunun, halkın yararına elde edilmesi ve kullanılması esastır.

Toplum olarak, öncelikle gerçekten YOLSUZLUKLAR VAR MI YOK MU? KAMU KAYNAKLARI KİMİN CEBİNE GİDİYOR? bunlara odaklanarak, YOLSUZLUKLARI ÖNLEMEK için hep birlikte çaba göstermeliyiz.

Aksi halde, birkaç gün bağırıp çağırıp, siyaseten tepki gösteriliyor. Senin belediyen de, senin bürokratın da yapıyor iddiası gündeme getiriliyor. Sonra, kimileri serbest bırakılıyor, kimileri cezaevinde biraz yatıp tahliye ediliyor ve UNUTULUP GİDİYOR. 

Asıl olan ise, YOLSUZLUKLARI, YOLSUZLUK GİRİŞİMLERİNİ üreten YÖNETİM SİSTEMİNİ sorgulamak ve bunları önleyebilmektir. Yoksa, benzer operasyonları daha çok görür ve yaşarız.

Saygılarımla.

Levent KÜÇÜK 

Genel Başkan

Tüketiciler Derneği (TÜDER)