YARGI REFORM PAKETİ VE TÜKETİCİLERİN TAZMİNAT TALEBİ
9 Mart 2021 Kapalı Yazar: tuderHükümetin gündemindeki yargı reform paketi ile “Toplumun tüm kesimlerinde yaşanan sıkıntılar ortadan kaldırılarak, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklerin işlerlik kazandırılmasının hedeflendiğini” ifade edilmektedir. Yapılacak düzenlemelerin, çocuktan gence, hayvan haklarından kadın haklarına, fikir özgürlüğünden medya özgürlüğüne kadar, toplumda her insanın hayatına dokunacak 374 ayrı faaliyet konusunu kapsayacağı belirtiliyor.
Tüketici uygulamalarında, tüketicilerimizin yaşadığı en önemli mağduriyetlerden biri de, satın aldıkları ayıplı mallarla ilgili, ayıplı malı iade etme, değiştirme veya bedel iadesi alma gibi seçimlik haklarını kullandıktan sonra, ayrıca tazminat talep etme ve tazminat alma haklarıdır. Tarafımıza başvuran çok sayıda tüketici, satın aldıkları malların (Özellikle yiyecek ve içecekler) içerisinden yabancı maddeler çıktığını belirterek, ne yapmaları gerektiğini, tazminat talepleri olup olmadığını soruyorlar. Bazen, yüksek tutarlı tazminat almaya hak kazanacaklarını düşünerek, satın aldığım içeceğimin, yiyeceğimin içerisinden şu çıktı, bu çıktı diyerek heyecanla bizlere ulaşan tüketicilerimizle karşılaşıyoruz. Bu aşamada, tüketicilerin yiyecek ve içeceklerinden çıkan yabancı maddeleri tespit etme, belgeleme ve ispat etme uğraşı, ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Satın aldıkları malların ayıplı olması nedeniyle satın aldıkları firmaya yaptıkları başvuruları (Malı değiştirme, bedel iadesi alma gibi) reddedilen tüketiciler, tüketici hakem heyetlerine başvurarak, mağduriyetlerinin giderilmesini talep ediyorlar. Tüketici hakem heyetlerinin karar verme süreci, satıcıya tebligat yapılması, savunmalarının gelmesi, bazen bilirkişi görüşü istenmesi, heyetin toplanması, iş yükü durumu, karar verilmesi ve kararın yeniden taraflara tebliğ edilmesi gibi işlemler nedeniyle uzayabiliyor. Tüketici hakem heyeti karar sürecinin uzaması, başlangıçta haklı olduğunuz bir uyuşmazlıkta, mağduriyetinizi daha da artıyor. Bu açıdan, aylar sonra tüketici hakem heyetleri tarafından ayıplı mal bedelinin iade edilmesi ya da malın değiştirilmesi kararı verilmesi, tüketicinin zararının giderilmesi açısından tek başına yeterli olmuyor. Tüketicinin bu süreçte yaşadığı mağduriyetler ile maldan yoksun kaldığı fayda süresi açısından, ayrıca tazminat talep etme hakkı gündeme geliyor.
Bunların dışında, keyifli bir tatil geçirmek amacıyla bir konaklama işletmesini ya da bir turizm firmasını tercih eden, hizmet satın alan bir tüketicinin, o konaklama işletmesinde yaşadığı ayıplı hizmetler sonrası, tüketicinin parasının iade edilmesi, tek başına tüketici mağduriyetini gidermiyor. Tüketicinin yaşadığı hayal kırıklığının verdiği manevi zararlar ile zamanının heba olması, ayrıca tazminat talebini gündeme getiriyor.
Bilindiği üzere, Anayasa’nın 172. Maddesi, tüketicilerin korunmasına ilişkin temel düzenlemeleri içermektedir. Madde hükmü gereğince, “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder.” Yürürlükteki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un temel amaçlarından biri, “Tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması ve zararlarının tazmin” edilmesidir. Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Haklarından biri de “Tazmin Edilme” hakkıdır.
Yürürlükteki 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Tüketicinin Seçimlik Hakları” başlıklı 11. Maddesinin 6. Bendinde “Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.” denilmektedir.
Tüketicilerin tazminat taleplerine ilişkin yürürlükte yasal düzenleme olmasına rağmen, maalesef bugüne kadar buna işlerlik kazandırılamamıştır. Tazminat talepleri ve tazminat tutarının belirlenmesinde tüketici hakem heyetlerinin yetkili olup olmadığı, tüketicilerin ispat ve delil açısından yaşadığı zorluklar, mahkemelere başvuru yapma ve mahkemelerde kendi savunmada yaşanan imkansızlıklar, tüketicilerin tazminat taleplerini engelleyen nedenler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gündemdeki yargı reformuyla, tüketici uygulamalarında tüketicilerin tazminat taleplerine mutlaka işlerlik kazandırılmalıdır. Sadece güvensiz ürünlerde değil, satın alınan ayıplı mal ve hizmetlerde de tüketicilerin tazminat taleplerine ilişkin (Özellikle satın alınan maldan yoksun kalınan fayda ve süre açısından) uygulanabilir yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Tüketicilerin tazminat taleplerini kullanabilecekleri yasal yollar genişletilerek, başvurular kolaylaştırılmalıdır. Tüketicilerin, güvensiz ürün ya da ayıplı malı ispat etme, belgeleme açısından yaşadığı zorluklar giderilerek, ispat külfeti açısından tüketicilere kolaylıklar sağlanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması ve zararlarının tazmin edilmesi, ülkemizde demokrasinin ve hukuk devletinin işlerliği açısından büyük önem taşımaktadır. Bu açıdan, yargı reformunda konunun dikkate alınması yararlı olacaktır. Saygı ve sevgilerimle. 08.03.2021
Levent Küçük
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği (TÜDER)
- DUYURU - 10 Şubat 2023
- 2023 Yılında Tüketici Hakem Heyetlerine Yapılacak Başvurularda Parasal Sınırlar - 28 Aralık 2022
- Martı Ya Da Elektrikli Scooterlerin Teknik Güvenlikleri Nasıl Sağlanıyor? - 25 Aralık 2022