BAKIRKÖY SAHİLİNDE GÖRDÜKLERİM

28 Ekim 2025 Kapalı Yazar: Levent Küçük

BİR PAZAR GÜNÜ YAZISI: BAKIRKÖY SAHİLİNDE GÖRDÜKLERİM

Güzel bir İstanbul gününde, öğleden sonra eşimle yürüyüşe çıkmaya karar verdik. “Nereye gidelim?” diye konuşurken, ben “Bakırköy sahile inelim, Zeytinburnu sahiline kadar yürürüz.” diye öneride bulundum. Eşim, “Oralar çok kalabalık olur, Ataköy tarafına yürüyelim, sana da bir kahve ısmarlayayım.” dese de, rotayı Bakırköy sahiline çevirdik.

Sahil yoluna yaklaştığımızda, Havaist durağının bulunduğu üst geçitteki kalabalık hemen dikkat çekiyordu. Özellikle yaşlılar, çocuklu aileler ve bebek arabasıyla gelenlerin asansör önünde sıraya girmeleri, hareketliliğin bir göstergesiydi. Üst geçidi geçer geçmez, ellerinde çiçeklerle sevgililere satış yapmaya çalışan kadınların gayretini izledik. Kadınlardan biri, önünden geçen bir çifte dönüp erkeğe “Seviyor musun?” diye sordu. Erkek, utanarak “Bir arkadaşız.” diyerek yürümeye devam etti.

Denize paralel yürümeye başladığınızda, sahil boyunca banklarda, çimenlerde ve kayalıklarda oturan; bisikletlere, motorlara binen kalabalığı hemen fark ediyorsunuz. Bu kadar insan kalabalığına, belediye ve emniyet birimleri nasıl hizmet yetiştirsin diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Kimi çayını, kimi meşrubatını, bazıları da müzik eşliğinde birasını yudumluyordu. Bazı aileler evlerinde hazırladıkları yiyecekleri serdikleri örtülerde keyifle yiyorlardı.

Yaşları 15 ila 18 arasında değişen gençler süslenmiş, giyinmiş halde dolaşıyor; kimileri uzaktan birbirine bakıyor, kimileri flörtleşiyordu. Kayalıklarda ise yaşça biraz daha olgun çiftler başlarını birbirlerinin omzuna koymuş, denize dalgın dalgın bakıyordu. Deniz manzaralı  fotoğraf çektiren ve selfie yapanlar ise, poz verme, güzel çıkma çabasındaydı. 

Sahilde seyyar satıcılar çekirdek, çay, simit ve meşrubat satarken; Beltur ve Bakırköy Spor Yerleşik Tesisleri de yiyecek-içecek satış hizmeti veriyordu. 

Zeytinburnu Balıkçı Barınağı’na doğru yaklaştığımızda, oltalarının ucuna balık takılmasını sabırla bekleyen amatör balıkçılarla karşılaştık.

“Hollanda’dan yeni döndüm, orada sokaklarda tek bir başıboş kedi ya da köpek yoktu.” diyen Hüseyin kardeşimin sözlerinin aksine, sahilde çok sayıda kedi vardı. 

Oturulan bankların önüne atılmış ve adeta yığına dönüşmüş çekirdek kabukları, o güzelim manzarayı gölgeliyordu. Denizin ve yeşilin güzelliğini bozan bu görüntüye karşı, zabıta ekiplerinin daha sık denetim yapması, yerlere çöp atanları uyarması ve uyarıcı levhaların artırılması gerektiğini düşünüyorum.

Dönüş yolunda müzik eşliğinde halay çeken kalabalık bir grubun neşesiyle karşılaştık. Enerjileri, günün tüm yorgunluğunu unutturuyordu.

Bakırköy sahilinden arabayla geçerken sık sık gördüğüm insan ve araç kalabalığının, aslında nasıl bir yaşam alanı oluşturduğunu bu yürüyüşle yakından gözlemlemiş oldum. Denizi, yeşil alanları, ağaçları, bankları ve spor aletleriyle bu bölge, İstanbul’un en önemli dinlenme ve nefes alma alanlarından biri. Uzun yıllar sonra burayı yeniden keşfetmiş oldum.

Çoğunluğu çevre ilçelerden gelen vatandaşlar ve az da olsa yabancı turistlerden oluşan bu güzel alanın daha temiz tutulması ve çevreye saygı gösterilmesi büyük önem taşımaktadır.

Yaklaşık 10 bin adımı aşan yürüyüşün ardından, deniz havasının verdiği huzurla evimizin yolunu tutuyorduk.

Saygılarımla,

Levent KÜÇÜK

Genel Başkan

Tüketiciler Derneği (TÜDER)

Levent Küçük
Latest posts by Levent Küçük (see all)
Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]