DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR SOSYAL MEDYADA NE YAPIYOR?

DEVLET VE ÖZEL SEKTÖR SOSYAL MEDYADA NE YAPIYOR?

Günümüzde internet kullanımının artması ve sosyal medyada geçirilen sürenin uzaması, sosyal medyanın bireyler açısından ne denli önemli hale geldiğini göstermektedir. Bu nedenle sosyal medya; hem kişiler arası iletişimde hem de kişiler ile kurumlar arasında bağ kurmada önemli bir işlev üstlenmektedir.

Ülkemizde, Cumhurbaşkanlığı’ndan başlayarak bakanlıklar, valilikler, kaymakamlıklar, genel müdürlükler, bağımsız kuruluşlar, ticaret, sanayi ve meslek odaları, belediyeler, siyasi partiler, dernek ve vakıflar ile bankalar dahil olmak üzere çok sayıda kamu kurumu ve özel kuruluşun sosyal medya hesapları bulunmaktadır. 

Özellikle “X” isimli sosyal medya platformu başta olmak üzere, bu hesaplar hangi amaçla açılmakta, hangi işlevi görmektedir? Sadece kendi faaliyetlerini duyurmak, tanıtım yapmak, bilgilendirmek ve reklam vermek için mi kullanılmaktadır? Yoksa vatandaşların sorun, talep ve önerilerini dinleyerek çözüm üretmeyi mi amaçlamaktadırlar? Öncelikle bu amacın açık bir şekilde ortaya konulması ve kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini düşünüyorum.

Tüketiciler Derneği (TÜDER) olarak dile getirdiğimiz sorun, talep ve önerileri; ilgili kurum ve kuruluşları etiketleyerek sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz. Amacımız, bu iletilerin muhataplarına ulaşarak çözüm sürecine katkı sunmaktır. Ancak uygulamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çözüm Merkezi dışında, paylaşımlarımıza dönüş yapan herhangi bir kurum, kuruluş ya da firma bulunmamaktadır. Yazıyorsunuz, paylaşıyorsunuz, etiketliyorsunuz; ama sonunda ne işe yaradığı, nasıl bir sonuç alındığı belirsiz kalıyor. Bu durum, iletişim eksikliğiyle birlikte karşılıklı güveni ve iş birliğini de zedelemektedir.

Oysa günümüzde başarılı yönetimin temel koşullarından biri, vatandaşlarla ve sivil toplum kuruluşlarıyla sağlıklı iletişim ve iş birliği içinde olmaktır. Dünya genelinde ve ülkemizde sosyal medya kullanımının yaygınlaştığı göz önüne alındığında; başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere tüm kamu kurumları ve özel sektör kuruluşlarının sosyal medya hesaplarının işlevlerini yeniden gözden geçirmeleri faydalı olacaktır.

Vatandaşların veya STK’ların yalnızca CİMER üzerinden ya da yazılı dilekçeyle yaptıkları başvurular değil, sosyal medya üzerinden ilettikleri öneri ve şikâyetler de mutlaka dikkate alınmalı ve geri dönüş sağlanmalıdır. 

Sonuç olarak, sosyal medya platformları yalnızca kurumların kendilerini tanıttığı, bilgi verdiği ya da reklam yaptığı mecralar olarak değil; vatandaşlarla karşılıklı etkileşim kurduğu, sorunları dinlediği ve çözüme katkı sunduğu birer iletişim köprüsü olmalıdır. Bu hesapların varlık amacı, sadece görünürlük sağlamak değil; toplumla güçlü bir bağ kurmak, güven inşa etmek ve ortak akılla hareket etmeyi sağlamaktır. Geri bildirim kültürünün güçlendiği, her sesin duyulduğu bir sosyal medya yaklaşımı, demokratik katılımın ve toplumsal güvenin de temelini oluşturacaktır. Saygılarımla,

Levent KÜÇÜK

Genel Başkan

Tüketiciler Derneği (TÜDER)